11 Temmuz günü Vilnius'ta başlatılacak olan NATO Zirvesi ile ilgili geri sayım devam ediyor. 2023'ün en önemli konferansı olarak ilan edilen zirvenin gündemi oldukça geniş. Bu zirve, İttifak'ın ayrılmaz bir parçası olan bir dizi stratejik süreçte bir dönüm noktası olacak. Bunlar, geçtiğimiz yıl Madrid'de kabul edilen stratejik girişimin ilerleyişinin bir değerlendirmesini, Finlandiya'nın katılımdaki başarısının bir değerlendirmesini, Ukrayna'nın başvurusu hakkında daha fazla tartışmayı ve İsveç'in katılım yolunun bir değerlendirmesini içeriyor.
İsveç'in katılımıyla ilgili olarak dikkatler Türkiye'nin açıklamasına çevrilecek. Türkiye, terör örgütleriyle mücadele konusunda yeterince çaba göstermeyen İsveç'e katılmayı kabul etmeyecek iki ülkeden birisi olruken bir diğer ülke de Macaristan oldu.. Macaristan'ın da Türkiye ile bu konuda işbirliği yapacağını resmi olarak açıklaması, Türkiye'yi bu konuda önemli bir konuma getiriyor. Türkiye'nin İsveç'e karşı hamlesi merakla bekleniyordu, ancak ABD merkezli bir düşünce kuruluşu olan Atlantik Konseyi'nden dikkate değer bir analiz geldi.
ABD'nin Türkiye'ye F-16 satışı onaylamamasına odaklanan Atlantik Konseyi şu değerlendirmeye ulaştı:
"Washington, Türk hükümetinin kararını etkilemek adına Türkiye'nin planladığı F-16 savaş uçakları ve ayrıca yükseltme kitlerini satın almasına ilişkin olası onayı askıya aldı."
Diğer bir deyişle, Atlantik Konseyi'ne göre Washington, F-16'yı Türkiye'nin arzu edilen kararları almasına yardımcı olacak bir silah olarak kullanmakta.. Rusya uzun süredir komşusu Finlandiya'yı ve bir başka kuzey gücü olan İsveç'i NATO'ya katılmaması konusunda uyardı. Ancak Rusya'nın, Putin'in emriyle Ukrayna'da başlattığı savaş sonrası planları, tabiri caizse geri tepti. Ukrayna'nın işgalinden sonra her iki ülke de NATO üyeliği için başvurdu. İsveç'in aksine Finlandiya, Türkiye'nin taleplerini kabul ederek ittifaka üye oldu.
'TÜRKİYE SIRADAN BİR F-16 ALICISI DEĞİL'
Atlantik Konseyi, Türkiye'nin uzun yıllardır F-15 programında yer aldığını ve programdan çıkarılması durumuna rağmen yaptığı ödemelerin iade edilmediğini vurgulayarak, Türkiye'nin aslında normal bir F-16 alıcısı olmadığını Türkiye'nin ABD için çok önemli bir ülke konumunda olduğu yazıldı.
"Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Büyük F-16 Üreticisi Oldu" başlıklı bir yazıda, Türkiye'nin bu şekilde yaklaşık 300 uçak ürettiği vurgulandı. Makalede ayrıca Türkiye'nin diğer ülkelere satıştaki rolünden de bahsedildi.
Atlantik Konseyi ayrıca; analizinde Türkiye'nin bölgesel alandaki önemini de aktardı. "Karadeniz'deki NATO Çıkarlarının Korunması Güçlü Türkiye'ye Bağlıdır" başlıklı yazıda şu ifadeler kullanıldı:
T"ürkiye, Romanya ve Bulgaristan ile birlikte Karadeniz bölgesinde bulunan üç NATO üye devletinden en büyüğüdür ve Montrö Sözleşmesi kapsamında bölgeye erişim kontrol edilmektedir. Birliğin en büyük ikinci ordusuna ve eşsiz bir coğrafi konuma sahip olan Türkiye, Rus-Ukrayna savaşında ise hem diplomatik anlamda hem de askeri açıdan son derece önemli bir rol oynadı."